
Bert Hellinger (1925-2019) Aile dizimi kuramının kurucusu ve dünyaya yayılmasını sağlayan uygulayıcısı Bert Hellinger ile “nefret” üzerine kısa bir konuşma
Bugün, ilk bakışta garip görünen ama ikinci bakışta birinciyi kapsayıp aşan bir konu ile, nefret üzerine konuşmak isterim.
Nefret, hayal kırıklığına uğramış sevgi demektir. Herşeyden önce çocukça bir duygudur. Sadece biz hayal kırıklığına uğradık diye değil ama farkında olmadan ailemizden birisinin hayal kırıklığını üstlendiğimiz için.
Çoğu insan annesine yapılan bir haksızlığın intikamını almak için annesi adına nefret eder. Bazen kör bir intikam hareketi içinde kendini gösteren nefret, kendi ölçüsüzlüğü içerisinde çocukça bir duygudur. Yine de örneğin dahil olunan bir grup veya halk adına haklı bir sebep uğruna verilen mücadele gibi ele alınır. O kadar ileriye gidilir ki kendi hayatını vermeye bile hazır olunur.
Bu nefreti besleyen ve sürdüren içsel resim nedir? Çocuğuna “senin için herşeyi yaparım” diyen annenin resmidir. Böyle bir nefret ile nasıl başa çıkarız? Ona nasıl ulaşabiliriz? Makul olmaya nasıl davet ederiz? Annenizi seviyoruz ve annenizin sizdeki resmini seviyoruz. Bunu size söylemiyoruz , içsel olarak öyle olmamızla birlikte size çocuk gibi muamele etmek hakkımız yok. Bu resmi içimizde tutuyor ve saygı gösteriyoruz. Bu yol ile nefretinize saldıracak bir alan bırakmıyoruz. Taraf tutmaktan uzak duruyoruz. İçsel olarak dikkatli bir şekilde birbirimiz ile barıştık. Peki o zaman içimizde ne oluşur? Annenin resmi. Uğruna savaş veren çocuklarına dostça bakan anne. Bizim vasıtamızla çocuklarına dostça bakar. Böylece nefret bize bir diğer yüzünü gösterir, sevginin yüzünü.