Geçenlerde yaşadığım deneyimime istinaden bendeki yansımasını analiz ettiğim, kişiye göre yüzlerce anlamı olan, beklenti deryası anlamsız soru. Muhtemelen herkesin karşılaştığı ve farklı tepkiler verdiği soru tipi.
Soruyu “arkadaşlar arası” olarak ele alacağım, nitekim aile, sevgili, iş dünyası gibi bir çok kolu olduğunu ve kendi içinde ele alınması gerektiğini düşünüyorum.
Samimi ve içten arkadaşlıklarda, aramanın veya aramamanın bir kriter olmadığını deneyimleyenlerdenim. Düzenli aramak bir samimiyet belirtisi olmadığı gibi (bu deneyimimde gördüğüm) aralıklarla aramanın da samimiyetsiz olmadığını görebiliriz.
Derin dostluklarda araya yıllar bile girse kalınan noktadan hiçbirşey olmamış gibi devam edilir. Sıkça yaşadım. Geçen hafta 4 senedir görmediğim ve bir sürü gerekçeyle konuşamadığımız bir arkadaşımla bu kadar zaman geçmemiş gibi buluşup keyifli bir akşam yemeği yiyip senelerin özlemini giderdik. Kimse kimseye neden aramadın diye sormadı, gerek yok. Anı yaşadık. Birikmiş hayat deneyimlerimizi anlatmak ayrıca bir zevkliydi.
Arkadaş arası 3-4 haftalık bir sessizlik süreci yaşanınca ki hayatın nasıl hızlı aktığı,koşturmalar,sıkıntılar,iş-güç vs vs belli, daha yasaklar kalkar kalkmaz buluşalım diye ilk aradığım arkadaşımdan “niye aramadın” sorusunun gelmesi ve küsmek nasıl bir mantıktır anlamam mümkün değil. Ancak yaşanan her şeyin bir sebebi var ve çeşitli dersler içermekte.
Gestalt bakış açısından bendeki yansımasına baktım; önce şaşkınlık, sonra şaka zannetme, sonra ciddi olunduğunu anlama, sonra “bu soruyu bana sormak için bu kadar süre kendisini doldurmasına,beklemesine ve kendisinin aramamasına” duyduğum şaşkınlık ertesi sinirlenme, ” peki sen neden aramadın,bizim aramızda böyle şeyler var mıydı?” soruma cevap gelmemesi ve hala neden aramadın sorusunun ısrarla sorulması üzerine karşımdaki arkadaşımın arkadaş rolünden ebeveyn / sevgili rolüne geçmesini deneyimleyerek inanılmaz bir rahatsızlık, sıkıntı duygusu basması. Geriye bakınca en belirgin duygum hiç beklemediğim bu sorguya duyduğum şaşkınlık ve ardından gelen hayal kırıklığı dalgası oldu. Birilerine “hesap verme” duygusu hiç hoşuma gitmedi. Eski yaralarım deşildi.
Buradan çıkarılabilecek 3 ders:
*Amannnn kimseden beklentiye girme, arkadaşların aramıyorsa ve özlüyorsan kendin ara, aramalarını bekleme.
*Her tür beklenti samimiyeti sarsıyor,boşver. Beklentide olmak gerek kişinin kendisi gerekse karşı taraf için yük, o yükü taşıma-taşıtma, kenara koy.
*Yaşadığın hayal kırıklığı tamamen kendinle ilgili, karşındakine atfettiğin anlamın senin nezdinde doldurulamaması seninle ilgili. Burası senin dünyan, orası onun dünyası.
Bu deneyimimden sonra arayamadığım bir sürü arkadaşımı unutmayayım diye listeleyerek aradım ve programlar yaptım. Bir arkadaşım küsüp yok olmayı tercih ettiyse de diğerleri ile dersime istinaden görüşmek ve güzel anlar paylaşmak iyi geldi.
Hayat yolunda birçok insan görevli, zamanı gelince hayatına giriyorlar, zamanı gelince de bir sürü farklı gerekçe ile çıkıp gidiyorlar. Gelene kucak aç, güzel dersler ile gelmesine niyet et, gideni uğurla verdiği derslere teşekkür et, derslerden faydalanmaya niyet et.
Ekşi sözlükte “neden aramadın” diye nefis bir başlık var,okunmasını tavsiye ederim 🙂
Peki sizin herhangi bir alanda (aile,eş,sevgil,iş) “neden aramadın” deneyiminiz nasıldı? Yorumlarda paylaşabilirsiniz.
Şahane yazı, şahane…. tebrik eder, güzel yüreğini sevgiyle kucaklarım canım arkadaşım
>
BeğenBeğen