
Vicdanın ve Bilimin Esas Kaynağı Gönüldür. I YGA Zirvesi 2024 , başlıklı nefis bir zirveden notlar:
- Akademik ve Profesyonel Başarılar:
- Türker Kılıç, Hacettepe, Marmara ve Harvard Üniversitelerinde eğitim almış, anatomi alanında doktorasını tamamlamıştır.
- 2015’te Avrupa Bilim ve Sanat Akademisi’ne, 2021’de Dünya Bilim ve Sanat Akademisi‘ne seçilen ilk ve tek Türk bilim insanı olmuştur.
- Harvard, Johns Hopkins ve Yale gibi prestijli üniversitelerde öğretim üyeliği yapmış; halen İstinye Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı ve Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin kurucu dekanıdır.
- Bilimsel Çalışmaları ve Beyin Araştırmaları:
- 2012’den bu yana “Beyin nasıl zihin üretir?” sorusu üzerine çalışıyor. Araştırmaları, yaşamın temel yapı taşının atom değil enformasyon olduğunu vurguluyor.
- 2015’te fare beynindeki 34.000 nöronun karar verme sürecini analiz ederek, bağlantısallık matematiği ile zihnin işleyişini modellemiştir. Bu çalışma, yaşamın birbirine bağlı enformasyon ağlarından oluştuğunu gösteriyor.
- Nobel Fizik Ödülü’nün 2021’de enformasyon sistemleri çalışanlara verilmesini, nörobilim perspektifinden destekleyen bir gelişme olarak yorumluyor.
- Bilim ve Vicdan İlişkisi:
- Bilimsel yöntemi, “Nasıl daha iyi bir dünya kurarız?” sorusuna yanıt aramanın bir aracı olarak görüyor. Vicdanın kökeninin “gönül” olduğunu, bilimle ayrı düşünülemeyeceğini savunuyor.
- Batı ve Doğu kültürlerindeki “bilinç” algısını eleştiriyor: Batı’da akıl merkezli, Doğu’da kalp merkezli olan bu kavramın gerçek kaynağının gönül olduğunu ifade ediyor.
- Eğitim ve Merak Üzerine Görüşleri:
- Eğitim sisteminin merakı öldüren bir yapıda olduğunu vurguluyor. Tavuk metaforuyla örneklendiriyor: “Sadece pembe daireyi gagalayan tavuk” gibi, sistemin çocukları tek doğru cevaba odaklayarak yaratıcılığı körelttiğini belirtiyor.
- İyi öğretmenlerin rolüne dikkat çekiyor. Kendisi de ilkokul öğretmeni Bedia Hanım gibi öğretmenlerin, öğrencilerin potansiyelini ortaya çıkardığını anlatıyor.
- Başarıyı “sahip olmak” yerine “anlam yaratmak” üzerine kurmayı öneriyor. Bunun için hiyerarşik olmayan, özgür düşünce ortamları savunuyor.
- Yaşam ve Zihin Üzerine Felsefi Yaklaşımı:
- Zihni, biyolojik bir bilgi işleme sistemi olarak tanımlıyor. Beynin 100 milyar nöron ve 100 trilyon bağlantıyla oluşturduğu bu ağın, yaşamla etkileşim içinde anlam ürettiğini açıklıyor.
- “Tırtıl-kelebek” metaforuyla, insanlığın yeni bir uygarlık dönüşümüne ihtiyacı olduğunu belirtiyor. Bu dönüşümün, bağlantısallık bilimi ile mümkün olacağını savunuyor.
- Toplumsal Mesajları:
- “Kendini geliştirmenin en kolay yolu, yanındakini geliştirmektir” diyerek, dayanışmacı bir yaklaşım öneriyor. Nöronların hiyerarşisiz çalışmasını örnek gösteriyor.
- Deprem bölgesinden gelen öğretmenlere özel teşekkürle, eğitimin toplumsal iyileşmedeki kritik rolünü vurguluyor.