İstanbul’un ne eski havası, ne canlı gece hayatı, ne güzel insanı, ne de coşkusu kalmadı. Aksini iddia eden varsa ne mutlu. “Keşke” demekten başka bir çare kalmadı, şimdilik…
Artık en çok göç alan şehir İzmir olmaya başladı. Şehir hayatından, trafikten, stresten, pahalılıktan, medeniyetsizlikten uzaklaşanlar rotayı İzmir’e doğru çevirmeye başladılar. Akıllı olanlar çoktan yatırımlarını yaptı, evlerini aldı, yerleşti. Bir gerçekten yerleşenler var bir de bir ayağı Istanbul veya başka şehirlerde olanlar var.
İzmir’de gözlemleyeceğimiz ve özlediğimiz güzel noktalar neler? Günlük hayat içinden örnekler sunacağım:
Şehirde bir tatil havası hakim denebilir. Çeşme’ye ve çevrede alternatif birçok tatil yerine yakınlığı mıdır, insanının rahatlığı mıdır bilemiyorum ama daha havaalanında bir rahatlama ve genişleme moduna gecildiğini hissedebilirsiniz.
Sokakta yürürken herkes rahat yürür, kimsenin aceesi yoktur, dolaşarak, bakınarak yürünür. Buna İstanbullu alışık değildir. Hep bir yere koşturma, yetişme derdi icinde olunduğu icin ilk başta siniriniz bile bozulabilir.
Sokaklar hala güzel, yüzü gülen, bakımlı, renkli insanlarla dolu. Özellikle “güzel insan” İstanbul’dan gelince ilk dikkat ceken unsur oluyor.
Saat 17:00 dedin mi özellikle genc nesil işlerden cıkmaya ve şehre yayılmaya başlıyorlar. İstanbul’daki o azim, kararlılık, calışma potansiyeli, hırs ve rekabet bence burada pek gözlemlenmiyor. Hayatı daha fazla yaşama isteği ağır basıyor.
Toplu taşımada çalışan personel hala güleryüzlü…Otobüs şöföründen,taksicisine vatandaş ile aralarında bir selamlaşma hali hala mevcut. Günaydın, hayırlı işler gibi kelimeler hala günlük dilde kullanılmakta. Yol sorsanız nazik bir cevap alıyorsunuz. Henüz bir terslenme ile karşılaşmadım desem yeridir.
Havaalanından şehre belediye otobüsü ile döndüğüm bir gün biletim boşalmıştı, alandaki 2 noktada da bilet dolumu için cihaz çalışmıyordu. Şöför bey “hata bizde, buyrun geçin misafirimizsiniz” deyince insan bu kadar basit bir jestten bile cok etkileniyor. Ne kadar özlemişiz…
Sokakarda dikkat çeken bir hayvan sevgisi görülebilir. Neredeyse tüm esnafın ya bir kedisi ya da köpeği bulunuyor. Herkesin dükkanı önünde mama ve su kapları. Yeşillik alanı olanlar kulübeler yapmışlar. Nasıl da mutluluk verici…
Trafikte kırmızı ışıkta arkanızda korna calan yok. Millet rahat, nasılsa gidilecek havasında. Ancak sol şeritte sıkça yavaş giden vatandaşlara rastlamak mümkün, o da hoş değil tabii…Bir de trafik başlamış, eskiden hi olmayan trafik şimdi iş ıkış saatlerinde Istanbul’u aratmayan niteliğe gelmek üzere. Bu noktada bir kırmızı alarm sözkonusu.
Sokakta asık suratlı, nefretle bakan insan pek göremezsiniz. İnsanlar heralde daha mutlu ki normal bir yüz ifadesi ile işlerini halletmekteler.
İstanbul’a göre fiyatlar şimdilik cok daha normal ve dolayısı ile herşey daha ulaşılabilir.
Cocuklu arkadaşlarımdan öğrendiğim kadarı ile okul ücretleri de çoook daha ulaşılabilir durumda. Şimdilik…2 çocuğu olanların artık düşünmesi gereken bir bütce haline gelen okulların, bütce oranında verdikleri eğitimler ayrı bir başlık altında tartışılır tabii.
YAZIMIZ DÜZENLİ OLARAK GÜNCELLENECEKTİR…