Osho’nun gelecek ve 3.dünya savaşı üzerine yaptığı konuşmanın çevirisini aşağıda paylaşmak isterim:
Soru: Kendileri ve çocukları için daha iyi bir gelecek yaratmaya çalışan, aktif faaliyetlerde bulunan, Greenpeace hareketi gibi çevreyi korumaya gayret eden insanları kınıyor musunuz?
Osho: Düşün, 5.000 yıl boyunca tüm nesillerin yapmış olduğu şey bu. Bizim şimdimiz geçmiş neslin geleceği idi. Peki ne yaptılar? 5.000 yıl boyunca tüm nesiller, tüm anne ve babalar, öğretmen ve din adamları daha iyi bir gelecek yarattı. Ancak nihai sonuç tam tersi gibi duruyor. 2 şey oldu, kendi bulundukları zamanı tarif ettiler, insanlığa hizmet ettiler, ancak büyük bir zarar verdiler, çünkü onlara verilen zaman, varolma hediyesini ziyan ettiler ve daha iyi bir gelecek yaratamadılar. Bu geçen 5.000 yıl bir ders olmalıdır.
Kendi anlayışım; eğer varoluşunuzu tamamiyle yaşayabiliyorsanız, bu yaşamın içinden diğer an doğar. Bu anı tümüyle yaşayarak diğer anınıza özen göstermiş oluyorsunuz. Mantığın davranışlara nasıl yol açtığını bir düşünün. Babaya çocukları için hayatını feda etmesi gerektiği söylenir. Kendi babası da kendisi için hayatını feda etmiştir. Ne baba, ne babanın babası ne de diğerleri kendi hayatlarını yaşayamaz çünkü hayatlarını kendi çocukları için feda edeceklerdir. Herkes birbiri için hayatını feda ederse peki kim yaşayacak? Benim ısrarım hayatınızı yaşamanız gerektiği yönünde, yaşayın! Ve bu tecrübeden gelecek doğacaktır. Yaşadığın an muhteşemdir. Hiçbir gayret göstermeden doğal olarak geleceğini yaratırsın. Ancak çocuklarınızın geleceği için fedakarlıkta bulunduğunuz zaman derinlerinizde içerlersiniz. Ve çocuklarınız da size karşı içerlerler, çünkü sürekli olarak hayatınızı feda ettiğinize dair söylenirsiniz, size minnettar olmalarını beklersiniz. Çocuklarınızın gençliklerini kendi yaşlılığınız için feda etmelerini beklersiniz. Bu son derece aptalcadır.
Soru: Avrupa ve Amerika’da her geçen gün insanlar politik durumlardan dolayı, nükleer tehditler, çevre, hava kirliliği gibi konulardan endişe duymaktadırlar. Ama bahsettiğiniz baba-çocuk fedakarlığından bahsetmiyoruz.
Osho: Yüzeysel olarak farklıdır ancak özde aynıdır. Nükleer silah konusu geleceğin sorunu olarak düşünülmemelidir, bu anın içindedir. Geleceği düşünmeniz gerektiğini söylemiyorum. İçinde yaşadığımız gerçek budur, çevremiz nükleer silahlar ile donatılmıştır. Ne yapmak istiyorsan şimdi yap. Ancak diğerleri geleceği düşünmektedir. Nükleer silahların kullanıldığı 3.dünya savaşı olmamalıdır. Bu aptalcadır. Yine içinde bulunduğun anı mahvediyorsun ve nükleer silahları yaratanların mantığının seninkinden farkı yok. Onlar da gelecek için hazırlanıyorlar. Kendi insanlarının, kendi toplumlarının geleceği için hazırlanıyorlar. Zayıf olmak istemiyorlar. Daha güçlü olmak istiyorlar. Kimsenin kendilerini işgal edemeyecekleri bir pozisyonda olmak istiyorlar. Savaşı isteyenler de pesimistler de geleği düşünürler. Bırak bu aptallar birbirleriyle savaşsınlar ve insanlık bu anını en bilge şekilde yaşasın.
İçinde bulunduğumuz anın içinde huzur ve çoşku içersinde yaşarsak 3.dünya savaşı gerçekleşmeyecektir. 3.dünya savaşı ile ilgili hiçbir şey yapmadık. İnsanlar mutlu ise, zevk alıyorlarsa kimse onları bir savaşa sürükleyemez. Savaş basit bir olgu değildir, çok komplekstir. İnsanların acı içersinde olmaları, bedbaht olmaları, cinsel anlamda bastırılmış olmaları, açlık, sefalet tarafından aşağılanmış olmaları gerekir, işte o zaman birbirlerini yok etmeleri üzere onları ikna edebilirsin. Çünkü uğruna yaşayabilecekleri hiçbir şey yoktur.
Karl Marx’in komunist manifestosunda güzel bir söylemi vardır, komünist tarafı ile hemfikir değilim, “tüm çalışanlar birleşin, çünkü kaybedecek hiçbir şeyiniz yok, ama kazanacak çok şeyiniz var” demiştir. Kaybedecek hiçbir şeyiniz olmayınca savaşmak kolaylaşır. Ancak insanların harika, sevgi dolu bir hayatı varsa başka insanları, başka ülkeleri mahvetmeleri için onları ikna edemezsiniz. İkincil olarak insanlar cinsel açıdan bastırılmış değillerse ki tüm savaşların temelidir, savaşa ikna edemezsiniz. Tüm askerlerin cinsel açıdan bastırılmış olmaları gereklidir. Cinsel bastırılmışlık şiddete dönüşür. Askerler ve manastırlardaki rahipler aynı gemilerde yüzerler. Ve bu gemiler insanlığın felaketi olmuştur. Rahipler seferlere çıkmış ve din adına öldürmüşlerdir. Askerler ise milletleri adına, kültürleri adına öldürmüşlerdir.
İnsanların cinsel hayatlarını huzurlu bir şekilde yaşamalarına izin verilmiş olsa rahipler herşeyi unutur herkesin canı cehenneme der seferlere çıkmazlardı. Kız arkadaşı vardır ve hayatından memnundur, onu savaşa gönderemezsin, hayır der, hayattan keyif almaktadır ve ne kendi ne de başkalarının hayatını mahvetmek istemez.