İnanılmaz hızlı bir hayat yaşıyoruz. Teknolojinin gelişmesi ile birlikte tek bir kişi 1 günde onlarca telefon yapıp, yüzlerce mail okuyup, oradan oraya koşuşturup, toplantılar arası mekik dokuyup başarılı olup para kazanaya çalışıyor.
Başarı ne kadar çok iş yaptığınla, birkaç işi birlikte yürütebilmek kabiliyeti ile, hergün daha fazla iş yapabilmekle ölçülüyor. Yüksek gökdelenlerde gerek işverenin gerek müşterilerin hep acil hep önemli olan isteklerini karşılamakla geçen saatler, günler, haftalar ve yıllar…
Bu temponun içinde aile kurup onlarla “ilgilenmeye çalışıyoruz”. Bu arada hepimizin dünya üzerinde geçireceği vakit gittikçe azalıyor. Bir bakıyoruz çocuklar büyümüş, aile üyeleri dünyayı terk etmeye başlamış ve biz işe yetişelim derken ailemize yetişememişiz.
Yıllarca en çok satılan kitaplar listesinde en üstte kalmayı başarmış gerçek hikaye “Tuesdays with Morrie” tam da bu konuya parmak basıyor…
Türkçe çevirisi de çıkmış kitap tüm kitapçılarda ve online bulunabilir.
ALS hastası olan Morrie Schwartz ve eski öğrencisi TV sunucusu Mitch Albom’un biraraya gelmesi ve hastalık sürecinde Mitch Albom’un değerlerini baştan ele alması ve hayatındaki önemli kişileri fark etmesi üzerine harika bir başucu kitabı.
Elbette böyle güzel mesajlarla dolu bir kitap film yapılmadan kalamazdı…
Filmi seyretmek için: Tuesdays with Morrie
Morrie Schwartz’ın henüz kötüleşmediği günlerde yapılan TV röportajında çok güzel mesajları oldu:
Ted Koppel: Sizin durumunuzda olmayan ancak farklı bir şekilde hayata veda etmek için hazırlanan insanlara ne gibi mesajlarınız var?
- İçinde bulunduğunuz durum hakkında konuşun. Sessizliğe bürünüp bir köşeye çekilmeyin. Yoksa kendinize güveninizi mahvedersiniz.
- Kabul edin! Bu sizsiniz. Siz engelli bir kişisiniz. Aklınız ve kalbiniz olduğu sürece bundan utanç duymayın.
- Yüreğinizi olabildiğince açın.
- Gerçekten ilginizi çeken şeylerle ilgilenin, yer alın.
- Kendinize ve başkalarına karşı tutkulu olun.
- Kendinize merhametli davranın. Hastalığınızı siz yaratmadınız. Kendinizi cezalandırmayın. Bazı sabahlar çok ağlarım, kendim için yas tutarım. Sabahları öfkeli ve acı olurum, ancak çok uzun sürmez. Sonra kalkarım ve yaşamak istiyorum derim. Hem ağlamak hem de yas tutmak zorundayım, ancak aynı zamanda kalan hayatımdan keyif almak durumundayım.
- Size destek olan bir yardım ekibi kurun. Sizi seven ve bu sürecinizde yardımcı olacak kişilerle çevrenizi sarın. Bu kişiler size hayatlarında önemli bir yeriniz olduğunu söyleyeceklerdir.
Ted Koppel kendisine peki senin için biz ne yapabiliriz diye sorunca; beni sık sık arayın, okuyacak komik şeyler gönderin, beni sinemaya götürün, beni ziyarete gelin demiş.
Ted Koppel: Fark ettim ki ölüme hazırlanan ve geri çekilen çoğu insanın aksine duygularını çok açıkça ifade eden Morrie hayata bağlılığından vazgeçmedi ve isteklerini bizlerle de açıkça paylaştı.
Ted Koppel: İletişim kuramayacak bir duruma geldiğinizde insanlara vermeye nasıl devam edeceksiniz?
Morrie Schwartz: Bu ilginç bir durum olacak. Bana gözlerimle evet veya hayır olarak cevap verebileceğim sorular sormalarını isteyeceğim. İçinde soru olmayan duygu ve düşüncelerini her zaman ifade edebilirler. Cevap veremesemde cevabımı yüzümden okuyacaklardır.
Bazen gördüklerine inanamazsın. Hissettiklerine inanmalısın.
Hayattaki en önemli şey sevgiyi nasıl vereceğini ve alacağını öğrenmek.
Ölüm üzülünecek bir konudur, mutsuz bir yaşam sürmek ise o başka bir konudur…