Kariyer, hayat ve liderlik

Oprah-2

Amerika’nın meşhur sunucusu Oprah Winfrey, Stanford üniversitesinde kariyer, hayat ve liderlik üzerine güzel bir konuşma yaptı. Dünyaca tanınmış, birbirinden ünlü kişileri programında ağırlamış bu sunucudan öğrenecek çok şey var:

oprah

Öğrenim yılları ile başlayacak olursak; medya alanına girmek istediğini o zaman biliyor muydunuz? 

O: Hayır bilmiyordum. Öğretmen olacağımı düşünüyordum. Tennesee State üniversitesinde okudum. 16 yaşımdan itibaren radyoda çalıştım. Öğretmenim Mr.Cox’un çizim dersinde olduğumu hatırlıyorum. Çok kötü bir çizimciydim, düz bir çizgiyi cetvelle bile çizemeyeceğimi söylerdi. O derste CBS televizyonundan bir telefon geldi, derse geri döndüğümde hocam bana kimdi diye sordu. Ben de beni sürekli arayıp röportaj yapmamı isteyen birisi var dedim. Hocam da “işte bunun için okula gidiyorsun şapşal, şimdi dersten çık ve onları ara”dedi. Çıktım,onları aradım ve işe alındım. Bu konu hakkında hiçbir şey bilmiyordum, aklımda Barbara Walters vardı, yazmayı veya film çekmeyi bilmiyordum. Yolumu bulmak zorundaydım, çünkü röportajlar aslında bana uygun değildi. Kariyerime başladığım zaman canlı yayın çok gündemdeydi. Yazmakta iyi olmadığımı ancak olanı yorumlamakta çok iyi olduğumu fark ettim. 19 yaşımda televizyonda çalışmaya başladım, kısa sürede sunucu oldum. Babamın hala akşam 11:00’de evde olmam kuralı vardı. Ben akşam 10:00 haberleri sunucusuyum ve babam 11:00’de evde olmamı istiyor. Buna inanabiliyor musunuz? Sonra Atlanta’dan yıllık 40.000 USD teklif geldi, o sırada üniversite öğrencisi olarak yılda 10.000 USD kazanıyordum. O sıradaki patronum bana şöyle dedi: Bilmediğin şeyi bilmezsin. Senin burada kalıp daha iyi yazmayı öğrenmen ve gazeteci olarak kendini geliştirmen gerek. Sana 40.000 veremeyiz ancak 12.000 verebiliriz. Ben de kalmaya karar verdim, çünkü her ne kadar para çok cazip olsa da patronumun haklı olduğunu hissediyordum. Uzun lafı kısa kesersek, bana hakikat olarak gelen şeyleri yani içsel sesimi dinlemeye başladım.

Birkaç sene sonra Baltimore’a taşındım. Daha fazla kazanmaya başladım. Ancak sunucu olmak istemediğimi hissediyordum. Dünyanın bana söyledikleri ile içsel sesim arasında yıprandım. Ne yapmak istediğini bilmiyorsan ne yapmak istemediğini bilmek en iyi şeydir. Çünkü yapmak istemediğin şey, seni yapmak istediğin şeyi bulmana aracılık eder. Haber sunucusuyken başkalarının trajedilerini duygusuzca paylaşmak bana doğal gelmiyordu.

Hakikatim şudur ki hayatım boyunca iç sesimi dinledim. En iyi kararlarımı iç sesimle yaptıklarımın paralel gitmesi sonucunda verdim.

Chicago’ya gittiğimde en yakın arkadaşım dışında herkes başarısız olacağımı söyleyip durdu. Ancak onları dinlemedim, o sırada yapmam gerekenin bu olduğunu hissettim ve gittim. Ayrıca benim için iyi olanın zamanı gelince karşıma çıkacağını biliyordum ve o an gelinceye kadar kendimi hazırlamam gerekiyordu. Benim şans tanımım: Fırsatın geleceği an’a hazırlanmak

Mesleğinizde siyah olan tek kadındınız, bu sizin kariyer yolculuğunuzu etkiledi mi? Kendinizi yalnız hissettirdi mi? Bugün böyle hisseden kişilere ne gibi bir destek veriyorsunuz?

maya-angelou

Maya Angelou’nun bir cümlesi hep aklımdadır, “tek olarak gelirim, onbinler adına dururum”.

Bir odaya girdiğimde, eğer zor bir koşul ile başa çıkacaksam, otururum ve geçmişimdeki bu 10.000 kadına seslenirim. Güç toplarım. Kim olduğum ve nerede olduğum sadece benden gelmedi. Bir mirastan geldi. O yüzden o zorlu alana girdiğimde tüm o geçmiş enerjiyi de beraberimde getiririm.

Baltimore’da çalıştığım dönemde patronuma gittim. Birlikte aynı programı sunduğum arkadaşım Richard benden fazla kazanıyordu. Ben de kendi haklarımı savunmak için patronumun karşısına çıktım. Biliyorsunuz, Richard benden fazla kazanıyor, halbuki aynı işi yapıyoruz. Ben de aynı parayı kazanmak istiyorum dedim. Patronum da; sen neden aynı parayı kazanmak istiyorsun ki? Onun çocukları var, eğitimlerini ödüyor, kendi evinin taksitlerini ödüyor, senin çocuğun ve evin var mı? diye sordu. Ben de hayır dedim. O zaman neden aynı parayı kazanmak istiyorsun dedi. Ben de cevap olarak: zamanınız için teşekkür ederim deyip odadan ayrıldım. Ne yakındım, ne de dava açtım, ama gitme vaktimin geldiğini çok iyi anlamıştım. Kendimi o fikre hazırladım.

Kadınlar ve kariyer hakkında bir kitap yazacak olsaydınız başlığınız ne olurdu?

“Kendine içine yüksel” olurdu. “Kendin” olamazsan, dünyada “yapamazsın”. Benim için olmak; var olmak, kendinle iletişim yaptıklarından çoook daha önemlidir. Aynı zamanda yaptıklarını ateşleyen şeydir. Dünyayı ancak kendini biliyorsan değiştirebilirsin. Kim olduğunuzu ve neden burada olduğunuzu öğrenmeye zaman ayırmalısınız.

Herkesin kaderinde bir dönüm noktası vardır. Baltimore’dayken: bu değil, bu değil diye içten biliyordum, Chicago deneyimimde de öyle hissettim. Daha fazlası daha fazlası var diyordum. Kendi farkındalığın olmadığı sürece bu hislerini gerçekleştiremezsin.

Bana fayda sağlayan her kararda iç sesimi dinledim, ne zaman başım belaya girse iç sesimi dinlemediğim için oldu. İç sesimi kendi düşüncelerimle görmezden gelmiş oldum.

Burada karşınızda dünyanın deyimiyle başarılı, kar getiren bir iş kadını olarak oturuyorum, ancak önemli olan şu ki harika bir hayat yaşıyorum çünkü iç dünyam son derece dengede. İçimden dışıma doğru yaşıyorum ve her neyim varsa kim olduğumu bildiğim ve dünyaya sağlayacağım faydaların ne olduğunu fark ettiğim için var. Benim dünyada olmaktaki ana macım nedir biliyor musunuz? İnsanları kendileri ile iç dünyaları ile iletişime geçirmek. Benim televizyonumun amacı farkındalık yaratmak ve farkındalığı yükseltmek.

Benim dinim: Yaptığın herşey bir etki ve bir tepki yaratır. Aksiyonu iten güç niyettir. Birşeyi neden yapmak istediğim konusunda tamamiyle net olamadan asla yapmam. Niyetim durumu, sonucu doğuracaktır.

Program prodüktörlerime bana niyetiniz ve vermek istediğiniz mesajla gelin, ben de ona göre bu platformu kullanabilir miyiz karar vereyim dedim. Bu kadar senelik başarımızın arkasında yatan sebep budur. Amacı olan geliştirici programlar yaptık.

oprah-winfrey

Sizi bu kadar farklı amaçlarda başarılı kılan liderlik özellikleriniz nelerdir? 

Merkezini bulmuş, olmaktan ateşlenen ve yapmaya geçen bir varlığım. Merhamet, sevgi benim doğal halim. Anlamaya ve anlaşılmaya hevesliyim. Bağ kurmayı seviyorum. Programımın sırrı insanlar bende kendilerini gördüler. Daha fazla kazanmaya başladığım zamanlarda dahi kendi içimde ayaklarımı sağlam bastım. Bugüne kadar da farkındalık çalışmalarıma devam ediyorum. Uyanık kalmak üzere çalışıyorum.

Hepimiz kendimizi en yüksek, en dolu şekilde ifade etme yollarını ararız. Sizin hayaliniz bir pastanede pastacılık yapmaktır ve bunu gerçekleştirisiniz, bu sizi mutlu eder. Benim ve sizin aramızda hiçbir fark yoktur, sadece farklı roller oynarız. Bunu anlamış olmak bana herkese ulaşmamı sağladı, çünkü bunu gerçekten içten hissediyorum.

Politikacılardan, başbakanlara, katillerden, çocuk tacizcilerine kadar birçok farklı insanla program yaptım. Herkesin ortak yönü neydi biliyor musunuz? Program bittiğinde hepsi bana “iyi miydi?” diye sordu.

Tüm tartışmaların, konuşmaların geldiği ortak nokta şudur: Beni duydun mu? Beni gördün mü? Söylediklerim sana birşey ifade etti mi? Her insanın aradığı şeyin “onaylanmak” olduğunu biliyorum artık.

Programımın başarısı ve hayatımın bu kadar muhteşem olmasının sebeplerinden birisi “konuşmacıya dikkatimi vermem ve söylediklerini dinlememdir”

Başınıza hergün gelen herşey sizi iç dünyanıza daha çok yaklaştırmak içindir. Benim de şimdiki programımın amacı insanların hayatına az bile olsa ışık getirmek.

Forbes dergisinde filantropi üzerine vermiş olduğunuz röportajda yaptığınız en büyük hataların duygusal kararlar verirken olduğunu belirtmişsiniz. Verdiğiniz zaman duygusal değil de mantıksal kararlar verdiğinizi nasıl anlayabiliyorsunuz?

Her ikisine de ihtiyacınız var. Başlangıçta çok duygusaldım, çok hatalar yaptım. Nelson Mandela ile bir süre geçirdim. Bir gün salonda oturmuş “dünyada nasıl bir etki yaratılabilir” konusunu konuşuyorduk. Birgün burada bir okul kurmak isterim diye cevap verdim. Yerinden kalktı ve eğitim bakanını arayarak çabuk buraya gel, Oprah okul kurmak istiyor dedi. Ben de içimden ama daha düşünüyordum, bugün yapmak istiyorum demedim diye geçirdim.

Bir insanın hayatını nasıl değiştirirsin? Güney Afrika’daki okul projemde 100 ailenin hayatını değiştirecektim, onlara daha iyi imkanlar sunacak, evler alacaktım. Fakat bu işlemedi, büyük bir başarısızlık oldu. Şunu fark ettim ki öncelikle bir insanın kendisi hakkındaki düşüncelerini ve kendisine bakış açısını değiştirmeniz gereklidir. Kişinin daha iyi bir hayatı hayal edebilmesi için bir vizyon yaratmak üzere bir  istek yaratmanız gereklidir.

Hayatını, yeteneğini ve paranı nasıl kullanmalısın ki öncelikle seni doldursun? Kararlarım artık mantık üzerine kurulu. Eğitimi seçtim, ama öyle bir şekilde yapıyorum ki bunu verdiğim kişiye hizmet ediyor, sadece ben insanlara yardım etmek istiyorum diye yapmıyorum.

oprah-winfrey (2)

Denemekten korktuğunuz birşey kaldı mı? 

Hayır yok. Henüz herşeye ulaştığımı sanmıyorum.

Bizim kültürümüzde ün’e değer veriyoruz. Benim de kendimi dinletebilmem için ünlü olmam gerekiyordu. Bunun duyulabilmek için bir zemin olduğunu anladım. Ancak söylenecek daha çok şey vardı. Bir kanal sahibi olmak benim için farkındalığı arttırmak için bir araç. Pazar günleri “Super Soul Sunday” programında dünyanın dört yanından düşünce liderleri ile konuşuyorum. Hayatlarında gerçekten neyin önemli olduğunu soruyorum.

Hayır korkmuyorum, hepimizin bu dünyada limitli bir vakti var, ancak önemli olan soru: kimsin ve bununla ne yapmak istiyorsun?

gary-zukav

Gençlere önerim: Kişiliğinizi ve amacınızı paralel yürütün.

Bu yazı Kişisel Gelişim-Self evolution içinde yayınlandı ve olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.