Eckhart Tolle‘nin aldatılmak üzerine yaptığı kısa konuşmanın çevirisidir:
Soru: İnsanın kendisini aldatan insanları nasıl kendine çekebildiğini anlamaya çalışıyorum. Neden aldatılmak denen bir deneyim vardır? Aldatılmaktan öğrenilecek şey nedir?
Eckhart Tolle: Soruyu soran burada değil, sanıyorum kendisini birisi tarafından aldatılmış hissediyor. Soruyu soranın bayan olmasından bir erkek tarafından aldatıldığını düşünüyorum.
Aldatılmak, oldukça ağır bir kelime.
“Beni aldattı”…İfade ediş şeklinde büyük bir ağırlık ve arkasında bir hikaye algılanabilir.
Biraz bir değişiklik katarak ifade ettiğimizde ağırlığının bir kısmını kaybeder, örneğin: “Bu kişi insandır ve o zamanda içinde bulunduğu bilinç seviyesine göre bir davranışta bulunmuştur. Tanıştığımız zaman daha üst düzeyde bir bilinç düzeyine sahip idi ama daha sonra daha bilinçsiz bir düzeye düşmüş ve davranışı bu sonucu doğurmuştur.” Bu açıklamada “aldatma” nerededir? Birden kaybolmuştur.
Bu sizin çok daha kolay başa çıkabileceğiniz bir durum olup, bu sevimsiz olaya kendinizi kattığınız bir hikaye olmaktan çıkarır. Tabii ki acı çekebilirsiniz. Bize acı çektiren birçok insanla karşılaşırız. Çoğu insan bilinçsizdir ve sizinle aynı bilinç düzeyinde değildir. Bu ilginç bir gerçektir. İnsanlar içinde bulundukları durumlara göre çok farklı düzeylerde bilinç düzeylerine sahiptir. Bazı insanların suç işleme potansiyeli vardır, ama bu potansiyeli gerçekleştirebilecekleri şartlar doğmamıştır. Bazı durumlar için insanı çok dürter ve içindeki tüm birikim yüzeye çıkar ve birden canavara dönüşürler. Ama siz önceden tamamen farklı bir insan, başka bir bilinç düzeyi tanımışsınızdır. Yani insanlar ya dürtülürler ya da belli olaylar karşısında bilinçsizliklerinden bazı yönlerini ortaya çıkarırılar.
Cinsel karşılaşmalarda erkeğin kadını aldattığı bir durumu ele alırsak bu durum insanları çok çabuk bilinçsiz bir duruma sürükleyebilir. İnsanların en büyük talihsizliği tam anlamı ile aydınlanamamış olmalarıdır. Ona güvenmiştim, evlendiğimizde sadık kalacağına söz vermişti. Muhtemelen de söz verdiğinde bu sözün arkasında idi. Söz verdiği sırada aklından “ bu sözümü tutmayacağım” diye birşey geçmemiştir. Sonra birkaç sene geçer, birgün birkaç içki içer, sonra oradaki kadına bakar ve gider.
Hatırlatmak gerekirse “Onları affedin, çünkü onlar ne yaptıklarını bilmezler. Hz.Isa”
Bu kişileri affetmek kendinizi özgür kılmaktır. Çünkü kendinizi “aldatılmış olma” hikayesinden kurtarmış olursunuz. Aldatıldım düşüncesini içinizde taşımak son derece ağır bir yüktür. Aklınızın oluşturmaya başladığı aldatılma hikayesine inanmaya devam ettiğiniz sürece kendinize büyük miktarda acı hazırlarsınız, çünkü bu hikaye sizin benliğinizin bir parçası olmaya başlar hatta başka insanlarla olan ilişkilerinize de etki etmeye başlar. Bu sebeple bu hikayelerle kendinize ne yaptığınıza çok dikkat etmelisiniz. Geleneksel bir bakış açısıyla bu yorum doğrudur, ancak gerçek değildir.
Mesela kişisel gelişim uzmanı Byron Katie’yi duyduysanız, her zaman aklın ürettiği düşünceleri sorgular, bu da çok güzel bir yaklaşımdır, yoksa aklınıza gelen herşeye inanmaya başlayabilirsiniz.
“beni aldattı!”
Bundan emin misin?
Evet tabii ki eminim.
Sonra çalışma devam eder ve başarılı olursa kişi düşünceden ayrışmayı başarır ve özgürleşir.
Yani kısaca konuyu defalarca başka şekillerde ifade ederseniz birdenbire acı verici bir deneyim olmaktan çıkar. Sonuçta kişiyi affetmelisiniz. Evet bilinçsiz bir davranışta bulunmuştur ve herşeye baştan başlamak zorunda değilsinizdir veya baştan başlarsınız. Kişinin içinde bir değişim gerçekleşmedikçe aynı şey tekrar yaşanabilir.