1.İnovasyon Türkiye fuarı bugün İstanbul Fuar Merkezi’nin 9. ve 10. hollerinde başladı.
Şehrin birçok noktasındaki bilboardlarda gördüğümüz ilanlar sayesinde haberdar olup içeriğini merak ettiğimiz fuarı ziyaret ettik.
İnovasyon; Yenilik, icat, buluş anlamına gelmekte. İngilizce “innovation” kelimesinden Türkçeleştirilmiştir.
Fuarın içeriği farklı sektördeki birçok firmanın ve üniversitelerin yeni ürünlerini, buluşlarını, patentini henüz almadıkları ama proje halinde olan çalışmalarını tanıttıkları bir fuar olması.
2 büyük holden oluşan sergi alanlarını gezdik. Gözümüze çarpan, ilginç, faydalı veya komik olduğunu düşündüğümüz bazı projeleri burada paylaşacağız.
Anatomak firmasının formeline ihtiyaç duymadan mumyalama tekniği ile kadavra elde etme cihazı oldukça ilginç geldi.
Firma ve buluş sahibi Yahya Bedir’den aldığımız bilgiye göre günümüzde kadavralar formelin ile korumaya alınmakta ve malzemenin özellikleri sebebi ile soğuk odalarda 2 sene kadar dayanabilmektedir.
Bu cihaz ile birlikte hücrelere sıkılan özel malzeme ile 6 saatlik bir işlem sonrası 3 kadavra birden soğuk depolara gerek duyulmadan 2.000 seneye kadar dayanıma sahip olacak şekilde mumyalanmaktadır.
Uygulama detaylarını web sitesinden izlemek mümkün:
http://www.anatomak.com
Elecreate grubu kablosuz enerji teknolojileri geliştirmekte.
Cep telefonlarının resimde görülen tek bir cihaz üstünde kablosuz şarj edilmesi projesini geliştirmekteler.
Gerek ev ortamında gerekse cafe ve restoranlarda kullanımı üzerinde çalışmaları devam ediyor.
Her daim unutulan ve çantada yer kaplayan şarj cihazlarına son diyorlar.
http://www.elecreate.com
Marmara üniversitesinden Doç.Dr.Tuğba Akbay’ın anne sütüne geçen ilaç ve toksik maddelerin uzaklaştırılması projesi ise tamamlandığında tüm anneler için faydalı bir ürün olacak.
Sıgara içen anneler, doğum sonrası depresyonu yaşayan ve antidepresan kullanmak zorunda olan anneler ve antibiyotik kullanmak zorunda olan anneler ilk aşamada düşünülerek bu 3 konuya odaklanılmış. Sıgara, ilaç ve antibiyotikleri anne sütünden ayrıştırarak saf sütü çocuğa iletecek bir ayrıştırıcı üzerinde çalışmalar devam etmekte.
Tonmini, kilden üretilen dünyadaki ilk oyun hamuru. Doğal, sağlıklı, %100 geri dönüşümlü.
Üretici CMO Madencilik.
http://www.cmomadencilik.com
Dişpak, fırçalı kürdan esprili ama faydalı bulduğumuz buluşlardan birisiydi. Ucuna plastik fırça iliştirilmiş kürdan ile artık diş temizliğinde ulaşılmayan nokta kalmayacak 🙂
Sıcak Bahçe’nin alttan ısıtmalı masa modelleri ile cafe ve restoran projelerinde üstten ısıtmalı sistemlere gerek kalmayacak. Açık havada otururken de ısınabileceksiniz.
http://www.sicakbahce.com
Sahil temizleme makinesi tüm plajlara lazım. Sıgara izmaritleri, plastik ve cam şişeşer, kumlara gömülmüş bilimum malzemelere basmaktan sıkıldık. Tüm belediyelerin ilgisine, bilgisine.
Fuarda standların bir bölümünün boş olması üzücüydü. Oldukça güzel bir konsept ve fırsat olması ama bunun firmalar tarafından şimdilik yeterinde değerlendirilmemiş olması düşündürücüydü. Son dakika duyurusu muydu, stand kiraları mı fazla yüksekti merak konusu oldu.
Birçok standta sunumun bilgisayardan yapılması hatta bazı standlarda daha da ileriye gidilip 3 boş sandalye, 1 masa, duvarda 3 tane A4 üzerinde açıklama ve laptopta dönen bir film ile ürün gösterilmesine anlam vermek mümkün değildi.
Ziyaretçiler, bilgisayardan görülecek şeyleri evlerinde veya ofislerindeki bilgisayardan da görebilmekteler, fuar alanına gelinmesinin sebebi ürünleri bizzat görmek, deneyimlemek, bilgi alışverişinde bulunmaktır.
Dolayısı ile tüm firmaların kendilerine sunulan fırsatı doğru değerlendirdikleri söylenememektedir.
Tübitak, T.C.Bilim-sanayii ve teknoloji bakanlığı ve T.C.Istanbul Kalkınma ajansı standlarında firmalara verilen destekler, geçmiş yıllarda yapılan projeler hakkında detaylı bilgi edinmek mümkün.
Fuar isminden dolayı gerçekten Türkiye açısından önemli bir fuar olarak ele alınabilecek bir fuardı. Fuardı diyorum; çünkü fuarı gördükten sonra büyük bir hayal kırıklığı yaşadım.İlkokul/ortaokul öğrencilerinin fuarda olması fuarın ciddiyetini zaten ortadan kaldırıyordu. Yaptıkları bir şey de olsa!.. A4 kağıtlarına yazdıkları, anlam vermekte zorlandığım ve bir çoğunun gerçekten ya çalışmayacağını ya da gerekli olmadığını düşündüğüm sözde icatları ile fuar lunaparka dönmüş gibiydi.Her yerden çocuk sesleri geliyordu. Bir de fuarın bir köşesine konuşlandırılmış bir kamyon ve onun dönen tekerinin sesi… Bu kamyonu böyle önemli bir fuara çağıran fuar organizatörleri belli ki bir sonraki yıl bu fuarı yapmayı düşünmüyorlardı. Böyle uyduruk bir şey olamaz.!..Mühendis, tekniker, teknisyen bile olmayan kamyon başındaki sözde bilim adamları, medyayı da yanlarına alarak hiçbir işe yaramayacak sözde buluşlarının bir güzel reklamını yaptılar. Basını da buna alet ettiler. Kamyonun tekerine yaptıkları dişli sistem ile ne kadar mesafe gideceklerini bile bilmiyorlardı.Bir de bu tekerden her türlü enerji ürettiklerini söylüyorlar. Elektrik enerjisi kaç türlü üretiliyor bunu bile bilmiyor zavallılar. Esasında asıl zavallı fuarın organizatörleri…Oraya gelip hayal kırıklığı yaşayan gerçekten faydalı buluş sahibi birkaç firmayı kaybettiklerinin farkına varabildiler mi acaba?..
Bir gıda firmasının bulgurdan atıştırmalık yiyecekler üretmesinin teknolojik açıdan ülkeye nasıl bir katma değer sağlayacağını İstanbul’un adım adım ilerleyen trafiğinde düşünecek çok zamanım oldu. Keşke fuara şu trafik çilesine son verecek projelerle gelen birileri olsaydı diye içimden geçirirken patent enstitüsünün olur olmaz her şeye patent vermesine de anlam veremiyordum.
Güneş enerjisi ile çalışan araçlar, robotlar eskinden beri vardı. Bunların da fuarda bazı üniversiteler tarafından sergilenmesi ülkemizdeki üniversitelerin teknoloji üretememesine güzel bir örnekti. Var olan şeyleri inovasyon fuarında sergilemenin manası neydi?.. Patent enstitüsü kendi havuzundan süzerek bu üniversiteleri çağırdıysa şayet, ben olsaydım bu fuara güneş enerjisi ile çalışan araçlarla veya dans eden,robotlarla katılmazdım. Sırf üniversitelerinin reklamını yapmaya gelenler aslında üniversitelerinin geri kalmışlığını sergiliyorlardı; ama ne yazık ki.bunun farklında bile değillerdi.
Gerçek buluş sahibi firmalardan bahsetmek istiyorum… Bu kadar olumsuzluk içinde onlar bir köşede kendilerini anlayan; bilime, ilime meraklı az sayıdaki insanla heyecanlı sohbetlere dalmışlardı. Gerçekten buluşlarını sergilemek için oradaydılar. Fakat onları anlayacak,dinleyecek, ürünlerine destek olacak kalibreye sahip kişiler ne yazık ki bu fuara uğramamıştı.
Türkiye’de bilim üretmek üniversitelerin,kurumların ve akademisyenlerin tekelinden çıkmadığı sürece bu tip amacını karşılamayan fuarlarla daha çok karşılaşacağız. Ne zaman ki %80 yakıt tasarrufu sağlayan motor teknolojisi geliştirdiğini iddia eden ve bu iddiasını da ispatlayan Adana’da,Afyon’da,Manisa’da, kısaca Türkiye’nin herhangi bir yerinde sanayide yıllaca motor tamiriyle uğraşmış benim Yaşar Usta’mı devlet kolundan tutarak bu fuarlara tasarladığı ürünüyle getirebilirse, işte o zaman Türkiye’de bilimin teknolojinin ilerlediği konusunda tartışabiliriz.
BeğenBeğen