Internetin her geçen gün daha gelişmesi ve dünyanın her kesiminden herkesi ulaşılabilir kılması sayesinde “evden çalışmak” konsepti gittikçe gelişmektedir. Evden çalışmak freelance dediğimiz şekilde veya şahıs şirketi kurmak şeklinde olmak üzere 2 türlü gerçekleştirilebilir. Yasal yollar ile çalışmak isteyen herkes evden çalışsa dahi bir şahıs şirketi kurarak fatura kesebilecek ve sözleşme yapabilecek legal hale gelirse iş sırasında olabilecek olumsuzluklara, anlaşmazlıklara  karşı kendisini korumuş olur.

Evden çalışmanın bir ofiste çalışmaktan bir takım farkları olsa da birçok ta benzerlikleri bulunmaktadır.

Ihtiyacınıza göre evin tümünü veya bir bölümünü bir çalışma alanı haline çevirdiğiniz için küçük bir ofis kurmuş olursunuz. Mesleğinize göre birçok ihtiyaçlarınız olacaktır. Belli başlı ihtiyaçlarınız bilgisayar, internet bağlantısı, fax, yazıcı, fotokopi makinesi ve telefon gibi araçlardır. Bunları maddi durumunuza göre ya yeni satın alabilir ya da kullanılmış olarak çeşitli kurumlardan veya arkadaşlarınızdan temin edebilirsiniz.

Evden çalışmak demek tamamen özgür olmak anlamına da gelmez aslında. Hatta tersine son derece ciddi bir disiplin ve çalışma düzeni kurmanızı gerektirir. Dikkatinizi dağıtacak daha fazla unsur bulunduğundan iş disiplini sağlamanızı gerektiren daha fazla enerji harcamanız gerekebilir. Örneğin ofiste çalıştığınız zaman bir geliş ve çıkış saatiniz vardır. Evden çalışanlar için bu kural yoktur. Aslında bulunması gerekir. İstediğiniz saatte kalkmak  işinizin düzenini ve akışını etkileyebilir. Dolayısı ile firmaların çalışmaya başlama saatini ortalama 09:00 olarak kabul ederseniz sizin de kendinizi o saatte işinizin başında olacak şekilde ayarlamanız sizi daha disiplinli ve motive bir hale sokacaktır.

İş bitim saati olarak ise 18:00 veya 19:00’u kabul edebilirsiniz. Bu saatten sonra kendinize ayıracağınız saatlerde sporunuzu yapabilir, arkadaşlarınızla görüşebilir veya ilgi alanınızdaki etkinlikleri gerçekleştirebilirsiniz. Kendinize vakit ayırmanız motivasyonu yüksek tutmak adına önemlidir. Elbette her zamanki gibi yetişmesi gereken işler, zamanınızın yetmediği günler olacak çok daha uzun ve aralıksız saatler çalışmak zorunda kalabileceksiniz. Yine de 2-3 saat kendinize vakit ayırıp sonra tekrar çalışmaya oturmak sizi daha verimli kılacaktır.

İş saatleri içersinde özel aktivitelere zaman ayırmayı kesmeli işinizin gerektirdiğini yapmaya konsantre olmalısınız. Böylece çok daha düzgün ve düzenli bir çalışma hayatı yaratmış olursunuz.

Bazen ev ortamı müşteri ağırlamak veya firmalar ile görüşmek için uygun olmayabilir. Bu gibi durumlarda gördüğüm birçok freelance çalışanının rahatsızlık duyduğudur. Rahatsız olunacak bir durum yoktur. Toplantılarınızı müşterinin ofisi var ise orada veya çeşitli kurumların topluma açık toplantı salonlarında hatta müşteri açısından bir rahatsızlık yaratmıyor ise sakin bir cafede bile gerçekleştirebilirsiniz. Dolayısı ile tam bir ofisinizin olmaması yaptığınız işi hakkıyla yapmadığınız anlamına gelmez.

Açıksözlü olmaya çekinmeyin, yani evden çalıştığınızı söylemekten çekinmeyin. Müşterinin böyle bir kaygısı varsa bu tamamen alışıldık belli düşünce kalıplarına sahip olması: iş sahiplerinin ofisi olmalı düşüncesinden kaynaklanmaktadır. Sonuçta ofisinizin olması değil yaptığınız işi hakkı ile yapmanız sizi sonuca götürecektir. Zamanla bu tip önyargıların azaldığını göreceksiniz, yeter ki bu düşünceler sizi gereksiz yere olumsuz etkilemesin.

Çalıştığınız ortam merak uyandırabilir, bu gibi durumlara hazırlıklı olmak adına tertipli olmanız ve her an sürpriz bir müşteriyi ağırlamaya hazırlıklı olmanız gerekebilir. Çalışma biçimi,ortam ve düzeniniz sizin hakkınızda fikir verir.

Evden çalışmanız bir pazarlık konusu değildir. Bir ofise göre daha makul teklif vermenizi sağlar, çünkü büyük bir ofisi işletmek için gerekli olan birçok masraf özellikle şahış şirketi iseniz çok daha az olacağından müşterinin avantajınadır, bu sebeple bunu gözardı etmeyin ve zayıflık olarak algılamayın. Yine de sizin de ödemeniz gereken vergiler, kesmeniz gereken faturalar, yol,telefon, kırtasiye,kira,elektrik,internet gibi masraflarınız olduğundan sonradan pişman olacağınız teklifler vermemeye dikkat etmelisiniz.

Kendinize aylık sabit masraflarınızın (kira, elektrik,su,ısıtma,telefon, mali müşavir, varsa avukat gibi) ve değişken masraflarınızın (kredi kartları, özel harcamalar gibi) bir listesini yapmalısınız. Bunları altlata yazıp aylık harcamanızı çıkarırsınız. Bunun üstüne teklifini vereceğiniz işler için harcayacağınız zaman, takribi yol masraflarını ve yapmak istediğiniz net karı eklediğinizde size vereceğiniz teklifin rakamına ulaştırır. Net kar, yaptığınız tüm masraflardan sonra size geriye kalan rakamdır. Bunu kenara koymak istediğiniz bir bütçe olarak ta bakabilirsiniz.

Maalesef “pazarlık payı” denilen bir pay da eklenmesi gerekmektedir çünkü ne kadar dürüst bir rakam koyarsanız koyun pazarlık yapmayan müşteri yoktur ve siz “son rakam” dediğiniz zaman bazen olumsuz bir tavır sergilemiş gibi algılanırsınız. Halbuki siz gerçekten samimi olarak son rakamı vermişsinizdir. Büyük oranlarda indirim yapmak güven kaybettirir. Evden çalışanlar ile normal bir şirkette çalışanların karşılaştığı ortak bir sorundur. Pazarlık payı “hizmet veriyorsanız” çok iyi düşünülmelidir çünkü genelde işler tahminlerden daha çok uzamakta, hesaplanmayan konular devreye girmekte, müşteriler karar vermekte zorlanabilmekte-gecikebilmekte, bu sefer pazarlık payı olarak indiğiniz rakam aslında işlerin uzaması sebebi ile normalde iş hizmeti dahilinde olan bir rakam haline gelmektedir. Bu sebeple zamanlama hesabı çok büyük önem kazanmaktadır.

Evden çalıştığınızda işiniz gereği hem dışarıda vakit geçirmek zorunda kalabilmekte hem de evinizde çalışmak durumunuz olabilmektedir. Bu dengeyi doğru sağlamak çok önemlidir. İş saatleri içersinde dışarıdaki işleri halletmeniz arda kalan saatlerde de evden çalışmalarınızı sürdürmeniz doğru olacaktır. Böylece iletişime geçmeniz gereken kişilere gün içersinde ulaşmış olacaksınız.

Her akşam bir sonraki günün programını hazırlamak günü ve saatleri efektif olarak kullanmanıza yardımcı olur. Sabah uyandığınızda bugün ne yapacaktım sorusunu sormak yerine elinizde hazır programınız olur.

Kendi işinizin sahibi  ve kendi patronunuz olduğunuz için yapacağınız herşeyin tek sorumlusu siz olursunuz. Arkanızda sizi kollayacak, koruyacak veya hatanızı düzeltecek bir kurum olmadığı için sorumluluğu normal bir ofiste çalıştığınız zamanki sorumluluktan daha büyük olacaktır. Bu da beraberinde çok büyük bir stres ve yük getirebilir. Bunu tolere edebilmek adına da her zaman dikkatli ve özenli çalışmanız gerekecektir.

Evden çalışmak, kendi patronunuz olmak istediğiniz zaman istediğinizi yapabilmek anlamına da gelmez. Genelde şöyle komik yorumlar gelir: “oh ne güzel istediğin zaman çalışıyor, istediğin zaman geziyorsun” böyle birşey yoktur veya daha doğrusu işin büyüklüğüne ve beklenen iş temposuna göre çok değişkendir. Elinizde bir iş olduğu zaman hakkını vermeniz gerekir, istediğiniz zaman seyahate çıkamayabilir, istediğinizi yapamayabilirsiniz. Özenli ve disiplinli iseniz bunu zaten yapamayacağınızı görürsünüz. Tatil geldi, bayram geldi, ben de tatilimi yaparım diyebiliyorsanız ve işler beklemeye alınıyorsa siz zarar görürsünüz. Burada ince bir denge sağlamalı bu tip kararları müşteriyi mağdur etmeyecek şekilde vermelisiniz. Nitekim müşteri sizi ayakta tutan kişidir.

Toparlamak gerekirse evden çalışmak çok büyük bir disiplin ve özen gerektirir. Özel hayatınızdan ve bir takım önceliklerinizden fedakarlık etmeniz gerekebilir. Ancak bunları kabul ediyor ve yapabileceğinizi düşünüyorsanız bu işe kalkışın.