Bugün Habertürk gazetesinde “başbakan Harald Tribune gazetesine teknoloji makalesi yazdı” yazısını okuyunca söylediklerine kesinlikle katıldım.
http://im.haberturk.com/2010/11/18/572461_92e9d7e8bcab015f672bbe7d439550da.jpg
Günümüzde teknoloji sayesinde inanılmaz bilgi alışverişinde bulunabiliyor, müthiş zaman kazanıyoruz. Bu iletişimin hızı insandan beklenen iş potansiyelini de neredeyse yüzlere katladı. Artık bilgisayar kullanamayan, program bilmeyen kimse iş bulamıyor diyebiliriz. Bunun haricinde uluslararası iletişimi eskiden telefon ve faxla sağlarken bugün skype, mail, msn messenger, facebook, twitter, bloglar derken yüzlerce mecradan sağlayabiliyoruz. İnsanlar bir kutunun içine bakarak başkaları ile konuşabiliyor, yazışabiliyor, büyük bir nimet elbette. Fakat…ne olursa olsun bu iletişim yüzyüze bir görüşmenin, elle yazılan bir mektubun yerini bana kalırsa henüz tutamıyor, bilmiyorum tutabilecek mi. Karşılıklı iletişimde vücut dilini okuyabiliyor, ses tonunu dinleyebiliyor, enerjileri hissedebiliyor ona göre yorum yapabiliyorsunuz. Bunu henüz internet ortamında yapmanız pek mümkün değil. Görüntülü teknolojik iletişimde (skype, msn, 3G) enerjiyi hissedemediğiniz için samimiyet derecesini de ölçmeniz hiç mümkün değil…henüz diyeyim çünkü teknoloji o kadar hızlı ilerliyor ki gün gelecek belki bu da başarılacak.
Liderler için kitlelere hitap ederken teknolojik ortam değil doğal ortam etkili. İnsanlar hala sıcak bir konuşmanın, kişiyi bizzat görebilmenin hazzını yaşamak istiyorlar. O kişi ile birebir iletişime geçmek, elini sıkmak, sarılabilmek hala çok önemli. Yaşadıkları o anki hislere göre de karar verebilecek kadar etkilenmekteler. Bu etkiyi bir video paylaşımı ile yapmanız mümkün değil.
Daha önceki bayram kutlamaları yazımda da belirttiğim gibi mail ortamında kuru kuru toplu atılan mesajların kişi üstünde en ufak bir etkisi yok. Kişiye özel yazışmalar, kişiye özel telefonlar ve kişiye özel görüşmeler her zaman tercih ediliyor. Bugün mail atmak yerine el yazısı ile yazdığınız bir mektubun değeri çok farklı oluyor, çünkü zaman ayırıp kendiniz yazıyorsunuz, bunu karşıdaki insan biliyor ve taktir ediyor.
Ama şöyle de bir gerçek var ki internet ortamında elde ettiğiniz bilgileri belki yüzyüze iletişimde tek seferde edinemeyebiliyorsunuz. İlgilendiğiniz özel bir alanda tek bir günde oturup inceleyebileceğiniz ve toplayabileceğiniz yüzlerce, binlerce makale ve bilgi olabiliyor. Bunu bütün bir gün yapacağınız toplantıda edinemeyebilirsiniz.
Dolayısı ise teknolojik ortam bilgi alışverişinde müthiş bir kaynak olmakla birlikte insan ilişkilerinde çok hassas bir çizgi haline gelebiliyor.
Sanal ortam hiçbir zaman gerçek hayatın yerini tutamayacak; İnsan, insan ile direkt bağlantıyı her zaman tercih edecektir…