Yıllardır artan bir şekilde Hüseyin Çağlayan hakkındaki haberleri okurdum da nedense bir türlü bir sergisine gidememiştim. Sonunda Istanbul Modern müzesindeki sergisine pılımı pırtımı toplayıp gitme gayretinde bulundum…Açıkçası basının bazı sanatçıları,tasarımcıları, isimleri sürekli ön planda tutması ve hep havalara çıkarması beni son derece irite eder, çünkü bir taraflılık hissederim, bu sebeple biraz da tek kaşım havada bakalım neymiş bu kadar tantanalar kopartılan sanatçımız edası ile sergiye girdim…Açıkçası karşımda “genious” bir sanatçı buldum, modacı kelimesi son derece kısıtlayıcı kalır, modacı da ne demek…Kıyafetlerinden mi başlamalı, fikirlerine mi değinmeli, teknoloji ile yaratıcılığın insan beynindeki karmasına mı gönderme yapılmalı bilmiyorum ama beyni farklı çalışan vizyoner, çağın ilerisinde yaşayan birisi ile karşılaştım. Şapkamı çıkardım, düğmelerimi ilikledim, tüylerim diken diken sergiyi gezdim. Öte yandan buradaki eserlerin çok kısıtlı bir bölümü gösterdiğini bilerek daha da saygı duydum. Denilecek hiçbir şey kalmamıştı artık.
Demir tozuna bulanıp toprağa gömülen ve oradan aylar sonra çıkarılan ipek giysi koleksiyonundan bir parça…Fikre bakın, hisse bakın…nasıl birşey bu anlaşılması güç…
Kıyafetler çok sıradışı, her birisinin mutlaka özenli bir detayı mevcut. Normal bir davette veya ortamda giyemeyeceğiniz, son derece dikkat çeken giysiler. Kendine güvenen, tasarımı seven, zamanın ötesini yaşamak isteyenlere hitap ediyor diyebilirim…Kıyafetler ile mankenlerin yüz ifadelerini de bütün. Bir dinginlik mevcut.
Teşhir edilen kıyafetlerin hepsinde bir konu da hakim, günümüz koşullarına çeşitli göndermeler bariz bir şekilde görülebilmekte. Yorumlar herkese göre göreceli veya ortak olabilir, ama sonuç son derece yaratıcı…Kafaları tamamen kapanmış kör, sağır ve dilsiz olarak yorumlandığını tahmin ettiğim mankenlerin koyu renkli bir duvarı açık renge boyamaları son derece manidar, hayalimde hikayemi de yazdım, imrenerek izledim. Bir durum daha yaratıcı ve mesleği ile bütün nasıl ifade edilebilir bilemedim…
Salıncakta gayet sakin ve huzurlu ifadeli görünen mankenin çevresindeki duvar kağıtlarında görülen desenler,resimler kıyafetine de aynen yansıltılmış, bir şehrin yaşamın karmaşası, geçmişi, hareketliliği kem resim olarak hem model olarak kıyafete aktarılırken tüm karmaşanı ortasındaki mankenin meditatif duruşu kayda değer…
Sergiden çıkmadan önceki son durak ise kendisinin tek kelime ile bir sanat dahisi olduğunu gösteren meşhur defilesinin nefesim kesilerek izledim. Defilenin gerçekleştiği 2007 senesinde sansasyon yaratan bu gösteriyi tekrar hatırlamak güzeldi…
http://www.youtube.com/watch?v=-oTIhmC-5FM
Thank you Hussein.