Bebek

 
 Bebek
 
Son 5 senenin parlayan değil patlayan yıldızı oldu İstanbul’un nadide Bebek semti.
Eskiden daha sakin bir yerleşim birimi iken artık tam bir piyasa alanı haline büründü.
Herşey ilk Lucca ile başladı, eski Zıraat bankasının bulunduğu köşeyi hoş bir kafe haline çeviren Cem Mirap, Lucca’yı kısa zamanda Bebeğin “in” noktası haline getirdi.
In olmaktan daha öte “The Spot” haline geldi, 5 seneyi devirmesine rağmen de ilgiden hiçbir şey kaybetmeyip gittikçe de kalabalıklaşan bir hale geldi.
Lucca’nın daha sakin müdavimlerinden olarak en sevdiğim yönü değişmeyen kadrosu, işletmecisi Turgay, her daim işinin başında duran Cem ve şeker servis ekibi ile
barmenleri. 12 sonrası ansızın bir gece kulübüne dönüşüp beklenmedik şekilde dağıtabiliyorsunuz.
Dün gündüz vakti arkadaşlarımızla köşemize oturup geleni geçeni izledik, aslında sohbetteydik ama izlememek mümkün değil.
Hava süper, trafik 1.viteste 5 km/saat şeklinde ilerliyor, ortalık yıkılıyor, herkes dışarı atmış kendisini, herkes Bebeğe gelmek istemiş, in ya, görünmek lazım konsepti. Arabalarla geçen herkes Lucca’ya bakıyor acaba kimler var, ne oluyor, kalabalıksa girilecek. Saat daha 16:00, ama kıyafetleri görmek lazım! Kadınlar stiletto topuklar ile 1.60 boylarını 15 cm yükseltme derdinde, bazıları bacaklarını göstermek uğruna eteklerini yolda bırakıp gelmiş, bir de saçların kimi az önce boyadan çıkmış kimi de berbere demiş ki şöyle bir dağıt, doğal görünsün bir de azcık topla. Koca koca gözlükler, parlatıcılı dudaklar, çok cool görünmeye çalışmalar, naaber diye öpüşürken acaba kim bakıyor diye omuzüstünden bakmalar, fıldır çıldır gözler, son trend kıyafetler, boy boy marka çantalar…Bunlar gündüz vakti. Bu arada erkeklerimizin hiç aşağı kalır bir yanı yok. Son model arabadan “hızla” inerken bu dünyaları ben yarattım, çok önemli birisiyim edasında yürüyüşler ve içeri girmeden şöööyle bir ortalığı kesmeler, konuşan ayaktaki kızları aşağıdaaan yukarıya süzmeler, masalar arası konsomasyon ve ayakta saatlerce konuşmalar. Bir ara oturacak yer yok, bilinen bazı işadamları geldi, arabalarını park edip onlara dayanarak Lucca’da takıldılar. Sokakta durmayı trend haline getiren ve bundan da hiç rahatsızlık duyurmayan yegane yerdir heralde. Maksat görünmek. Evli adamların kızları nasıl kestiklerini bir görmek lazım, çaktırmadan filan değil bayağı göstere göstere. Eskiden insanlar biraz daha usturupluydular da ortalık iyice rahatladı artık. Zaten öyle bir yer oldu ki adamlar gitmese rahat edemiyor, ilişkilerde Lucca’ya gitmek bir pazarlık konusu haline bile geldi. Vah zavallılar ya. Gerçekten. Çok komik. Kamera koymak  ve bu tiplere kendilerini izletmek lazım.
O kadar yüzeysel o kadar sahte bir dünya oluşabiliyor ki nereye geldim, kim bu tipler diyebiliyorsunuz. Başka bir enerji dönüyor, içtenlik, samimiyet filan palavra.
Siz bir haftasonu günü relax bir modda eşofmanlarınızı giyip gelebileceğinizi zannediyorsanız yanılıyorsunuz. Eşofmanınızın bile bir extrası olmalı, trendy olmalı, full makyaj yapmayı unutmayın, aman ha bakımsız görünürsünüz falan 🙂 Zaten o ortamda kendinizi rahatsız hissedersiniz.
Biz yapıyoruz, o ayrı, artık olayı çözmüşüz çoktan, umrumuz da değil. O yüzeyselliğe katılmıyorsunuz zaten. Sinemaya gidileceğine bence haftasonları Lucca’ya gelinmeli. Milletin kendini ne hallere soktuğu gülerek izlenmeli. Artık öyle bir raddeye geldi ki taksicilerin önünde paparaziler toplanıyor, karşı kaldırımdan Lucca’daki sözde “isimleri” çekip duruyorlar. O isimler ki doğru dürüst bir iş mi yapmışlar, ne yapmışlar belli değil ama basın her daim çekimde.
 
 lucca feat. Musti
 
Lucca’nın esas müdavimi sokak köpeği Musti’yi unutmamak lazım. Musti 24/7 aramızda dolaşır, sosyetemize karışır. Gayet besili, dombili olan Musti alkollü arkadaşlardan hiç hazzetmez. Kendisini okşayan tribal adamları sessiz sessiz okşatır sonra aniden hamm diye dönüp ısırır. Hahahhahaha! Musti işini bilir. Ne uğraşsın bu enerjisi düşüklerle canım! Isırıverir uzaklaştırır. Taktiği güzeldir doğrudur Mustinin. Her daim bir masadan 2-3 parça yemek almayı bilir. Çok cooldur, öyle yılışmaz, herkese hiç okşatmaz. Uzaklaştırılmayan tek sokak köpeğidir heralde. Lucca ona iyi bakar 🙂
Lucca’dan sonra 2. adresimiz tabii ki Bebek parkı. Annelerin kendilerini gösterme alanı, ne kadar iyi bir anneyim, bak çocuğumla nasıl ilgileniyorum deyip, ağzına kadar dolu ufacık parkta çocuğunu 3 tane oyuncaktan birinde oynatmakla meşguller. Yine full kıyafetler, gözlükler, tribal durumlar. O minik garipler ana ve babalarının kurbanı oluyor. Çocuğunu göstermek bile hava konusu. Ne kadar yazık, nasıl bir hazımsızlık anlayabilmiş değilim. Koskoca İstanbul’da sadece o park var sanki 🙂
Parkta gezdirilen Bebek’in marka köpeği Golden Retriever’ları da unutmamak lazım. Sanki başka cins kalmamış, herkeste Golden. O bile moda ya, hakkaten komik artık. Bizim dana gibi sokak köpeklerimiz bu sosyete mensubu köpeklerle oynamaya çalışırken çok şeker görüntüler oluştururlar.
 
Lucca ile birlikte uyanan diğer yatırımcılar kısa sürede Bebek’i cafelerle donatmaya başladılar, Happily Ever After 2.in nokta haline geldi.
Oradan Kitchenette, sonra Midpoint sonra Kırıntı derken cafe açacak alan kalmadı, rayiçler tavan yaptı.
Bebek kahvesi zaten vardı, o da müşterilerden iyice nasibini aldı.
Bebek kahvede “salaş” havada çay-kahve içerken garsonlar veya sahiplerinden laf işitmek, azarlanmak moda. Hesabı isterken ” bağarma kız!” lafını duymak lazım 🙂 birşey isterken korkarsınız, ters bakışlar, tamammm diye hışımla uzaklaşmalar. Bu da buranın trendidir işte.
Yakın bir zamanda birkaç milyon dolara satın alındığı söylenen yeni bir balıkçı açılacak. O masrafları çıkartmak için heralde güzel hesaplar ödemeye hazırlıklı olacağız 🙂
Yürüyüş yapmak isterseniz de neredeyse yürünecek kaldırım yok, o kadar bir kalabalık. Trafik çilesinden bahsetmek bile istemiyorum. Duruyor zaten. Park olayı şahane, her yeri işgal ediyorlar, Bebek’te yaşıyorsanız ve otoparkınız yoksa süper. Bebek yokuşu bloke, trafik Kuruçeşme’den Baltalimanı’na kadar tıkalı.
Güzel de kazıklar yemek isterseniz mutlaka Bebekteki manavlardan ve Santral Şarküteri’den alışveriş yapmak lazım. Hani para cepte durmasın, üstüne de şööööyle güzelce bir kazık yiyeyim içim rahatlasın bir oh çekeyim diyenlere. Japonya’da 5 Dolara 1 tane portakal alırsınız ya, hiç aşağı kalmaz buradaki manavlar, hatta yarışır.
 
Bu kadar güzel bir yerin tabii ki güzel yanları yok değil. Bebek’in en güzel saatleri sabah 7.00 ve 10.00 arası. Şahane! Yürüyüşe çıkın, Starbucks’tan kahvenizi alın, güneş, temiz hava, gereksiz kimse daha inmemiş, meydan sizin. Gazetenizi alıp Bebek kahvede keyif yapın. Esas Bebek işte bu saatlerde yaşanabilir. Ara sokaları, güzel evleri, manzarası ile güzel bir semttir.
Herşeye rağmen yaşanılası bir yerdir…
 
 Bebek
 
Bebek’te yaşanan bu yüzeyselliğe cevap olarak Can Yücel’den çok beğendiğim bir şiiri bu boş gezenlere adayacağım :)))
 
FARKETMELİ İNSAN
 
FARKI FARKETMELİ
FARKETTİĞİNİ DE FARKTETİRMEMELİ BAZEN
BİR DAMLACIK SUDAN NASIL YARATILDIĞINI FARKETMELİ
ANNE KARNINA SIĞARKEN DÜNYAYA NEDEN SIĞAMADIĞINI VE EN SONUNDA BİR METREKARELİK YERE NASIL SIĞMAK ZORUNDA KALACAĞINI FARKETMELİ
ŞU ÇOK GENİŞ GÖRÜNEN DÜNYANIN AHİRETE NİSPETLE ANNE KARNI GİBİ OLDUĞUNU FARKETMELİ
HENÜZ BEBEKKEN DÜNYA BENİM DERCESİNE AVUÇLARININ SIMSIKI KAPALI OLDUĞUNU,ÖLÜRKEN DE AYNI AVUÇLARIN HERŞEYİ BIRAKIP GİDİYORUM İŞTE DERCESİNE APAÇIK KALDIĞINI FARKETMELİ
VE KEFENİN CEBİNİN BULUNMADIĞINI FARKETMELİ
BASKIN YETENEĞİNİ FARKETMELİ SONRA
AZRAİLİN HER AN SÜRPRİZ YAPABİLECEĞİNİ NASIL YAŞARSA ÖYLE ÖLECEĞİNİ FARKETMELİ İINSAN
HAYVANLARIN YOLDA,KALDIRIMDA,ÇÖPLÜKTE AMA KENDİSİNİN GÜZEL HAZIRLANMIŞ MÜKELLEF BİR SOFRADA YEMEK YEDİĞİNİ FARKETMELİ
YARATILMIŞLARIN EN GÜZELİ OLDUĞUNU FARKETMELİ VE ONA GÖRE YAŞAMALI
GÜLÜN HEMEN DİBİNDEKİ DİKENİ, DİKENİN HEMEN YANIBAŞINDAKİ GÜLÜ FARKETMELİ
EVİNDE KEDİ,KÖPEK BESLEDİĞİ HALDE ÇOCUK SAHİBİ OLMAKTAN KORKANIN MANTIKSIZLIĞINI FARKETMELİ
EŞİNE SENİ ÇOK SEVİYORUM DEMENİN MUTLULUK YOLUNDAKİ MÜTHİŞ GÜCÜNÜ FARKETMELİ
DOLABINDA ASILI 25 GÖMLEĞİNİN SADECE ÜÇÜNÜ GİYDİĞİNİ AMA SOKAKTAKİ KOMŞUSUNUN O BEĞENİLMEYEN GÖMLEKLERE MUHTAÇ OLDUĞUNU FARKETMELİ
ZENGİNLİĞİN VE BEREKETİN SOFRADAYKEN ÖNÜNDE BİRİKEN EKMEK KIRINTILARINI YEMEKTE GİZLENDİĞİNİ FARKETMELİ
ANNESİNDEN DOĞARKEN TERTEMİZ TESLİM ALDIĞI GIRTLAĞINI VE AŞIRI BESLENME YÜZÜNDEN SARKAN GÖBEĞİNİ FARKETMELİ
FARKETMELİYİZ ÇOK GEÇ KALMADAN
ÖMÜR DEDİĞİN ÜÇ GÜNDÜR
DÜN,BUGÜN VE YARIN
DÜN GELDİ GEÇTİ
YARININ GELİP GELMEYECEĞİ İSE BİLİNMİYOR
O HALDE ÖMÜR DEDİĞİN BİR GÜN
O DA BUGÜN
 
CAN YÜCEL
 
Bu yazı Seyahat- Travel içinde yayınlandı ve , , , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

1 Response to Bebek

  1. zeynep dedi ki:

    Yine döktürmüş arkadaşım,yazın süper olmuş,her zamanki gibi ne eksik ne fazla…:)) En sevdiğim bölümse luca’ya gitmenin pazarlık konusu olduğu bölüm… Sen anladın onu…:))) Bu arada Can Yücel şiiri de cuk oturmuş,çok yakışmış…muahh.. füsun…

    Beğen

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.