2 gündür çok garip şeyler yaşıyorum…İyilikle kötülüğün çatışması haline geldi…Konuya nasıl bakacağımı nasıl ele alacağımı bilemedim…
Olaya değerli hocam Canan Yolaç’tan öğrendiklerim ile tepki vermeye çalıştım…Konunun detaysız genel özeti “insanları haksız yargılamak” üzerine.
Geçen hafta çok sevdiğim bir dostumla kahvemizi içerken dinlediğim bir kişisel gelişim kaydının yargılamak üzerine söyledikleri bölüm hakkında konuşuyorduk. Kendisine insanları yargılamayıp dışarıdan bakmalı, anlatılan, yaşanan hiçbir şeyi üzerimize almamalıyız, “observer yani gözetleyici” olduğumuz zaman hiç kimse hakkında olumlu veya olumsuz hislere kapılmayıp gayet tarafsız ve son derece rahat yaklaşabilindiğini konuşuyorduk.
Bugün (10.12.09) 2 günlük ve gerçekten iyi niyetimi koyduğum bir olay üzerine beni hiç tanımayan ve benim hiç tanımadığım bir kişiden nefret, öfke ve negatiflik dolu bir mail aldım…Hayatımda böyle bir mail aldığımı hatırlamıyorum. Tam da yaşanan olayı nasıl pozitif bir hale dönüştürebiliriz ne yapabilirim diye düşünüp konuyu kendime dert etmişken…O kadar şok oldum ki…Az kaldı aynı üslupla cevap verecektim ki Canan hanım ve enerjilerin dönüşümü hakkındaki sözleri aklıma geldi.
Sonra Krishnamurti’nin olaylara dışarıdan bakın, yargılamayın sözleri aklıma geldi. Maili tekrar okuyamadım çünkü beni hiç tanımayan bir insanın kin ve nefret dolu sözlerini üzerime alıp içselleştirmek istemedim. Biz insanlar kötü şeyleri içselleştirmeye çok açık ve meraklıyız maalesef. Düşündüm ki bu şahsiyet kendini geliştirememiş, düşünmeden hareket eden, herhalde yaşça küçük ve işini bilmeyen bir insan. Buna aynı üslupta cevap vermek sadece olayın uzamasına ve negatif enerjinin artmasına sebebiyet verir, halbuki yıllardır huzur ve denge içersinde yaşama yöntemlerini içselleştirme üzerine çalışmalar yapan birisi olarak bunu gereksiz bularak, geçmiş tecrübelerime dönerek ne zaman negatif hislerle yola çıktıysam karmik düzenin işleyişi ile bana negatif dönen cevaplar aldığım için artık olgunlaşmaya ve gelişmeye gayret eden bir insan olarak bu şekilde cevap vermemin bu kadar kendime verdiğim emeği yazık edeceğini düşündüm. Kendi üslubumla bir cevap yazdım ve şahsın biraz kendisine dönmesi gerektiğini, öfke ile yola çıkarsa ancak negatif şekilde geri döneceğini, bozulacak kişinin benim değil sadece kendisinin olacağını belirttim. Tam mahkemelik bir mail atılmıştı…İnsanlar hiç mi düşünmüyorlar yaptıklarının ve söylediklerinin kendilerine getirebileceklerini? Aklımdan avukatıma bu maili göndermek geçti. Fakat benim bu konuyla uğraşmama gerek olmadığını çünkü böyle üslupla mailler atarsa zaten çok yakında kendisini yargı önünde bulacağını düşündüm.
Dünya düzeni aslında böyle. Düşünmeden anlık tepkiler ile yola çıkılarak oluşturulan negatif enerjiler -karşıdaki kişi bundan etkilenmemeyi öğrenmişse daha iyi- zaten er ya da geç aynen size geri döner. Bunu hem pozitif hem negatif her türlü düşünce ve hareketimde gördüm. Eminim herkes için de aynı yasa geçerlidir, sadece görmeniz ve fark etmeniz gerekir. Fark ederken de iyiyi daha zor algılarız nedense.
Şimdi ben bundan ne gibi bir ders çıkarmam gerektiğini düşünüyorum. Dünya karması işte, yarın Canan hanım ile tesadüfen buluşacağız ve kendisine bu olayı anlatacağım. Bakalım o ne diyecek…
Hiç tanımadığınınız, hiç vakit geçirmediğiniz, hiç görmediğiniz bir insana karşı nasıl bu kadar öfke ve kin dolu olursunuz…Çok acaip değil mi? Herkese konuşma hakkı verilmeli, bilmediğimiz anlamadığımız bir konuda kendi kafamızda yarattığımız bir imajdan yola çıkarak insanları yargılamamalıyız…Ama bunu herkes yapmıyor mu zaten? Bu derecesini eminim çok az kişi yapıyordur. Yani hakikaten henüz olgunlaşmamış bir varlık var karşımda ve umarım ki kendi içine bakabilir yakın zamanda…Zaten bu attığı mail ile benim açmayı düşündüğüm kapıyı kendi eliyle kapattı ve savunduğu yolda beni yargılarken kendi haksız yere düştü, karma çoktan işledi bile…
Savunduğumuz doğrular, ulaşmak istediğimiz hedefler, özel isteklerimiz, projelerimiz, yatırımlarımız gerçekleşmezse veya beklemediğimiz bir şekilde sonuçlanırsa karşıdaki insana hakaret etme ve incitme hakkına sahip miyiz? Dönüp kendimize,kendi hatalarımıza eksiklerimize bakmamız gerekir herşeyden önce. 2 derin nefes alıp olayların üstüne 1-2 gün yatmak sonra sakin kafa ile hareket etmek hem kendi adımıza hem karşımızdaki adına daha doğru ve yapıcı olmaz mı?
Kötülüğe ve negatifliğe kötülük ile karşılık verirsek olmak istemediğimiz insanın ta kendisi oluruz. O yüzden zor da olsa gurur kırıcı da olsa yıpratıcı da olsa en güzeli en huzur vericisi negatif tepkilere pozitif yaklaşım verecek yollar aramak ve onu uygulamak olmalıdır ki herkesin birbirini yediği ve kırıcı olmanın matah sayıldığı şu 2 günlük dünyada bizler fark yaratanlar olalım.
Söylemesi kolay denir hep böyle şeylere, ama uygulamaya alıştınız mı yapması da kolay oluyor. Çünkü negatif bir tepkiye negatif tepki gelmezse 2 negatif birbirini itmez. Negatif devam ederse kendi suyunda boğulur. Pozitif tepki gelirse pozitif negatifi yer 😉 ortada sorun kalmaz. Pozitif ve pozitif bir araya gelirse pozitif2 olur ve sonuçları ruhsal açıdan herşeye bedeldir 😉
Birini yargıladığınız zaman o kişi hakkında ister istemez negatif yorumlar yapar eleştirirsiniz. O eleştiriler sizi de siz fark etmeden etkiler, nasıl mı? Karşınızdaki insana sinir olursunuz veya tavır alırsınız. Sinir olunca kendi içsel kimyanız bozulur, tavır alınca orda burda karşılaşınca özellikle siz stres olursunuz, yine sinirlenirsiniz. Yani esasen olan size olur. En iyisi mi? Bence tarafsız kalabilmek ve çok sevdiğim şu söz : “try walking in my shoes”. Hiç değilse karşınızdakini anlamaya çalışmak.
Herşeyin en iyisi olması dileği ile :)))
Bugün bu konu ile ilgili cok guzel bir mail aldım…Hakikaten durumu daha güzel daha esprili özetleyecek birşey yok 🙂
An elephant asked a camel, “Why are your breasts on your back?’
‘Well,’ said the camel, ‘I think that’s quite an inappropriate question from
someone whose dick is on his face.’
‘Well,’ said the camel, ‘I think that’s quite an inappropriate question from
someone whose dick is on his face.’